30 Ekim 2021 Cumartesi

KPSS Eğitim Bilimleri Sınavına Hazırlananlara Öneriler Yazı Dizisi 1: Eğitim Bilimleri Sınavını Tanımak ve Öğretim İlke ve Yöntemleri

 

Eğitim Bilimleri sınavına hazırlanmada geçmiş yıllarda sorulmuş soruları iyi analiz etmek, bu soruları çözmek ve bu sorulara en yakın sorulardan oluşan hazırlık kaynakları ile çalışmak son derece önemlidir. Sınava hazırlanmaya başlamadan önce nasıl bir sınava gireceğimizi bilmek gereklidir.

Sınavı tanımanın en iyi yolu sınav ile ilgili başkalarının fikirlerine kendimizi teslim etmek  yerine son birkaç yıl çıkmış sorularını bizzat incelemektir.

Geçmiş yıllarda çıkmış soruları analiz etmek ve çözmek;

  ·  Sınav kapsamı,

 ·   En yoğun soru gelen konular,

 ·   Soru kalıpları ve soru dili hakkında fikir vererek sınava hazırlık sürecini yönlendirir.

Bu genel girişten hemen sonra önemli bir noktanın altını çizelim. Adayların sınav hazırlığı yaparken çıkmış soruların çözümü ve analizini en sona bıraktıkları ve genellikle sınava yakın zamanda çözdükleri görülmektedir.  Bu hatalı bir stratejidir. Burada doğru olan çıkmış soruları özellikle son üç yıl çıkmış soruları hazırlık sürecinin başında çözmek, incelemek ve analiz etmektir. Hazırlık sürecinin başında böyle bir inceleme sınavı tanımak, hangi konu ve kavramlardan soru geldiğini anlamak bakımından önem taşımaktadır. Hazırlık süreci başında çıkmış soru incelemek adayın kendisine anlatılanların, çalıştığı kitapların, çözdüğü soruların ne derece sınava yönelik olduğunu test edebilmesi bakımından da önem taşımaktadır. Burada hiç konu çalışmadan soru çözmek anlamlı değilmiş gibi düşünülebilir. Ancak üniversitede bu dersler görüldüğünden mutlaka sorulardaki kavramlarla ilgili bir göz aşinalığı olacaktır. Yine hazırlık süreci başında çıkmış soru analizinde hiç konu temeli olmasa bile sorular çözülmelidir. Soruların çözülmesi sırasında hiç fikir sahibi olunmayan sorular boş da bırakılabilir. Eğitim bilimlerinde yer alan 80 soru çözüldükten sonra doğru, yanlış ve boş sayısı bir kenara not edilmelidir. Aynı çıkmış sorular bir de sınava yakın dönemde çözüleceği için bir karşılaştırma yapmak için bu başlangıçtaki performans kullanılabilir.

 

Sınav hazırlığı sürecinin başında çıkmış soruları çözmekten çok inceleme ve analiz yapmanın ve sınavı ve soru tarzını, dilini tanımanın esas olduğu unutulmamalıdır. Burada soru inceleme ve analiz edilirken önce soruların eğitim bilimleri kapsamında hangi ders ile ilgili olduğunu anlamaya çalışmak önemlidir. Soruda sorulan konu başlığını not etmek, ilgili konuda ne sorulmuş buna bakmak ve hatta soru incelemesini bir defterle birlikte yapmak bu deftere soru seçeneklerindeki konu ve kavramları da not etmek sınav kapsamı hakkında fikir verecektir. Çıkmış sorularda seçeneklerde verilen kavramlar sonraki yıllarda soruya dönüşebilmektedir. Bu bakımdan soru ile ilgili konuyu ve hatta seçeneklerdeki kavramları bir kenara yazmak hafife alınmamalıdır.

Sosyal Medyaya Dikkat!

Sınav hazırlığı sürecinin başında çıkmış soruları çözmeyen adaylar farklı kaynaklardan ve özellikle bir bilgi kirliliği deryası olan sosyal medyadan, sınava hazırlık amaçlı açılmış sosyal medya sayfalarından, Youtube videolarından hareketle sınavla ilgili bir algı geliştirmektedirler. Sınav algısını sosyal medya üzerinden oluşturmak ve sınavın soru tarzı, akademik ve bilimsel dilinden uzak kanallardan beslenerek sınava hazırlanmak yapılan en temel hatalardan biridir. Sosyal medya kullanımını sınava hazırlık sürecinde sınırlandırmak sınava hazırlık sürecinde zihnimizin berrak kalması bakımından önemlidir. Sosyal medyada sınava hazırlık amacı ile açılmış her sayfanın veya kanalın takipçi sayısının yüksek olması sınavın temel mantığına uygun olduğu anlamına gelmediği unutulmamalıdır.

 

Eğitim bilimleri çalışma yöntemi ezber mi? Soruları kendi yorumlamamla çözebilir miyim?

Eğitim bilimlerine hazırlananların en temel yanılgılarından biri de eğitim bilimleri sorularının  kendi tabirleri ile “yorum sorusu” olduğunu ve kendi yorumları ile çözülebileceğini düşünmeleridir. Altını çizerek söylemek gerekir ki eğitim bilimleri soruları soruda sorulan konu ve kavram ile ilgili kritik noktaları bilmeden çözülemez. Bu bakımdan eğitim bilimlerinde her konu ve kavram ile ilgili kritik kavramları iyi bilmek gereklidir. Burada kritik kavram veya anahtar kavram deyince bunları ezberlemekten değil kavramaktan söz ediyoruz. Sınav hazırlığı sürecinde kritik kavramları ilk harflerden yapılmış akrostişler, tekerlemeler, vb ile ezberletmeye çalışanlarla karşılaşacaksınız. Bu türlü ezberlemelerin eğitim bilimlerine hazırlıkta etkili bir yol olmadığını, kavrayarak öğrenmenin esas olduğunu belirtmek isterim. Kavrayarak öğrenme “Neden/Niçin?” sorularını sormayı gerektirir. Bunu şöyle düşünün; örneğin ölçme ve değerlendirmede güvenirlik katsayısının alabileceği en yüksek değer +1’dir. Peki neden +1’dir. Bunun bir mantığı var, bu bilinmeli ve sorulmalıdır. Yine ölçme ve değerlendirmede “soru sayısı arttıkça güvenirlik artar” peki neden artar? Bir başka örnek öğretim materyali geliştirilirken bir PowerPoint sunum hazırlanırken 7x7 kuralı gereği her slaytta en fazla 7 cümle ve her cümlede de 7 kelime bulunmalıdır. Peki 7x7 kuralının temel mantığı nedir? Bir başka örnek öğretmenler derse başlarken dikkat çektikten sonra öğrencileri hedeften haberdar ederler, peki bunun temel nedeni nedir? Neden Bloom Tam Öğrenme Modelinde her ünite sonunda izleme testi yapılır? Soru cevap yöntemi kullanılırken neden soru bireysel değil de tüm gruba sorulur? Sunuş yoluyla öğretim yapılırken neden derse ön düzenleyicilerle başlanır? Bu örneklerdeki gibi bir bakış açısı geliştirir isek kavrayarak öğreniriz. Lütfen ezberden özellikle eğitim bilimlerinde uzak durunuz, eğitim bilimleri sorularını çözerken kendi yorumunuzla çözebileceğinizi düşünmeyiniz. Bakın bu noktada en çarpıcı durum şudur: Her yıl eğitim bilimleri sınavından sonra sınavdan çıkanlar eğitim bilimleri sınavının çok kolay olduğunu, ortalamasının yüksek olacağını söylerler. Ancak sınav sonrasında Türkiye ortalaması ortaya çıkınca sınavın kolay olmadığı görülür. Peki neden sınavdan çıkanlar kolay diyor, çünkü soruları kendi mantığı ile çözüyor ve kendi yaptığının doğru olduğunu düşünüyor. Bu noktada aşağıdaki son üç yıl 80 soruda eğitim bilimleri Türkiye ortalamalarına bakıldığında orta güçlüğe yakın olduğu görülecektir.

Eğitim bilimlerinde net hedefim kaç olmalı?

Atanma olasılığını arttırmak için etkili çalışan bir adayın eğitim bilimlerinde en az 65 neti hedef olarak koymasında fayda vardır.

 

İlk Analizimiz Öğretim İlke ve Yöntemleri

Bu yazı dizisi ile eğitim bilimleri derslerini tek tek genel olarak analiz edelim. İlk olarak öğretim ilke ve yöntemleri dersinden başlayalım. Çünkü en çok soru öğretim ilke ve yöntemlerinden geliyor. 80 soruda bu dersten yaklaşık 21-22 soru gelmektedir. Bu dersi iyi öğrenmenin ÖABT’si olan ve p121 puanı ile atanan öğretmenlik alanlarında özellikle sınıf ve İngilizce öğretmenleri için ÖABT son 30 soru, diğer alanlarda da son 15 soru olan “alan eğitimine” da katkı sağlayacağı unutulmamalıdır. Bu katkı branşlara göre değişir. Örneğin PDR alanına en az katkı sağlarken özellikle sosyal bilgiler, din kültürü ve sınıf öğretmenliği branşlarına daha çok katkı sağlar. Bu katkı bu branşlarda bazı soruların öğretim ilke ve yöntemlerindeki sorularla benzerlik göstermesinden kaynaklanmaktadır. Burada hemen şunu belirtmek isterim ki ÖABT alan eğitimi soruları için sadece öğretim ilke yöntemlerini bilmek yeterli değildir, sadece katkı sağlayıcıdır.

Öğretim İlke ve Yöntemlerinde Genel Olarak Hangi Konu Başlıkları Öne Çıkıyor?

Öğretim ile ve yöntemleri genel olarak; öğretim ilkeleri, öğretim kuram ve modelleri, öğretim stratejileri, öğretim yöntemleri, öğretim teknikleri, kavram öğretimi,  düşünme becerileri ve öğrenme stilleri konu başlıklarından oluşan bir kapsama, 21 sorunun kapsam geçerliği gözetilerek bu başlıklara dağıtılmasından oluşmaktadır. Tabi ki her konuyu çalışacağız ancak nelere ağırlık vereceğimizi inceleyelim.

Tartışma Tekniklerine Dikkat!

Bu güne kadar bu konu başlıklarından en çok soru öğretim tekniklerinden en az soru da öğrenme stillerinden gelmiştir. Ancak öğretim tekniklerinde en çok sorunun tartışma tekniklerinden geldiği unutulmamalıdır. Tartışma teknikleri; beyin fırtınası, altı şapkalı düşünme, panel, zıt panel, sempozyum konulardan daha çok soru getirirken son yıllarda akvaryum, rulman, sokratik tartışma, köşelenme, kartopu gibi tekniklerin de soru olduğu görülmektedir. Tartışma teknikleri konu başlığı önemsenmelidir. Çünkü bu başlıktan 21 soruda son üç yılda ortalama 6 soru gelmiştir. Öğrenme stilleri konusu az soru getirse de bu konu çalışılırken özellikle “Kolb’un Öğrenme Stilleri” konusu üzerinde özellikle durulmalıdır.

Öğretim İlkeleri: Öğretim ilke ve yöntemleri öğretim ilkelerinden her yıl mutlaka bir soru getirmektedir. Bu güne kadar öğretim ilkelerinden özellikle öğrenciye görelik, yaşama yakınlık, somuttan soyuta, açıklık, güncellik ve bilinenden bilinmeyene ilkelerinin soru olduğu gözlenmektedir.

Öğretim Kuram ve Modelleri: Öğretim kuram ve modelleri yaklaşık 5-7 soru getirmektedir. Öğretim modellerinden tam öğrenme, programlı öğretim, bilgisayar destekli öğretim (özellikle yazılım türleri), Gagne Öğretim Durumları (özellikle ders işlemede 9 aşama ve 5 öğrenme ürünü), probleme dayalı öğrenme, proje tabanlı öğrenme, işbirlikli öğrenme özellikle (kendine özgü ilkeleri ve işbirlikli öğrenme teknikleri), çoklu zeka kuram ve modelleri çok soru getirmektedir. Öğretim kuram ve modellerinde yapılandırmacılığa ve yapılandırmacılıkla ilişkili olan bilişsel çıraklık ve 5 E öğrenme modeline ayrıca önem verilmelidir. Son yıllarda yapılandırmacılık ve ilişkili modellerle ilgili soru sayısı ortalama 3’tür. Yapılandırmacı model iyi bilinmelidir. Öte yandan son yıllarda eğitim bilimleri ile ilgili yeni yönelimlere de yer verilmeye başlandığını 2019 yılında “harmanlanmış öğrenme” ve “ters yüz öğrenme” soruları ve 2020 yılında gelen “Farklılaştırılmış öğrenme” sorusu ile görmekteyiz.

Öğretim stratejileri: Sınavda kapsam geçerliği gereği öğretim stratejileri olan sunuş yoluyla öğrenme, buluş yoluyla öğrenme ve araştırma inceleme yoluyla öğrenme ile ilgili mutlaka 2 soru geldiği ve geleceği unutulmamalıdır. 

Öğretim yöntemleri konusunda da soru-cevap, örnek olay, gezi-gözlem, gösterip yaptırma önemsenmektedir. Öğretim tekniklerinde ise yaratıcı darama, istasyon, görüş geliştirme, konuşma halkası, benzetim (simülasyon) teknikleri ön plana çıkmaktadır.

Düşünme becerileri: Öğretim ilke ve yöntemleri dersi her yıl mutlaka 2 soru getiren bir konu başlığı da düşünme becerileridir. Düşünme becerilerinde özellikle eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, yansıtıcı düşünme ve üst bilişsel ( metabilişsel) düşünme becerileri iyi bilinmelidir. Bununla birlikte son yılların öğretim programlarında yer alan “girişimcilik” becerisi de önemsenmelidir.

Ders işleniş aşamaları da bir soru getirmektedir. Ders işleniş aşamaları ile ilgili dikkat çekme, hedeften haberdar etme (gözden geçirme), güdüleme başlıklarından soru geldiği çıkmış sorular incelendiğinde görülecektir.

Kavram öğretimi: Son yıllarda soru sayısı azalsa da “kavram öğretimi” konusu da öğretim ilke ve yöntemlerinde bir soru getirmektedir. Kavram öğretimi konu başlığında özellikle; kavram haritaları, kavram karikatürü, zihin haritası, balık kılçığı ve anlam çözümleme tablosu soru potansiyeli taşımaktadır.

Öğretim İlke ve Yöntemlerinde Sorular Nasıl Soruluyor?

Öğretim ilke ve yöntemleri sorularında genellikle bir etkinlik senaryosu verilip öğretmen ve öğrencinin etkinlikte yaptıkları anlatılarak hangi yöntem ya da tekniğin kullanıldığını belirlemeyi gerektiren senaryo soruları sorulmaktadır. Ancak özellikle öğretim stratejilerinin hangi konu ya da kavramların öğretimine uygun olduğunu ve sunuş ve buluş stratejisinin aşamalarını yoklayan sorular da bulunmaktadır. Önemli soru biçimlerinden biri de özellikle öğretim tekniklerinden hangi tekniğin öğrencilerde hangi becerileri geliştirmeye uygun olduğu ya da olmadığıyla ilgilidir. Bir önemli noktada son yıllar yöntem ya da tekniklerin uygulanması ile ilgili ne yapılır ise yöntem ya da tekniğe uygun ne yapılır ise yöntem ve tekniğe göre hatalı bir uygulama yapıldığını yoklayan sorular da bulunmaktadır. Bu bakımdan bir öğretim yöntem ya da tekniğinin ne olduğunu bilmek yeterliği değildir. Mutlaka tekniğin temel mantığı, neden uygulandığı, ne tür kazanım ve kavramların öğretimine uygun olduğu, öğrencilerde hangi becerileri geliştirdiği, hangi becerileri geliştirmede yetersiz olduğu, kendine özgü ilkeleri, uygulama aşamaları ve nasıl uygulandığı da bilinmelidir. Bu bakımdan bir yöntem ve tekniğe bir önceki cümlede bahsettiğim başlıklarla bakmayı öğrenmeliyiz.

Eğitim bilimlerini bu yazının devamında yazı dizisi olarak ders ders incelemeye devam edeceğiz. Faydalı olması dileğiyle…

Hiç yorum yok: